Lascaux Mağarası

1940 yılı Eylül ayında genç bir Fransız olan Marcel Ravidat’nın, Fransa’nın Dordogne bölgesindeki Lascaux tepesinde bir tilki deliği bulmasıyla başlıyor mağaranın hikâyesi. Macera arayan Ravidat, mağaradan içeri girmek için yanına üç arkadaşını daha alarak bölgeye tekrar geliyor. Buldukları delikten içeri girip tarih öncesi duvar resimleriyle karşılaşmalarının ardından artık, yetkililer ve uzmanlar devreye giriyorlar.

Le paléontologue et préhistorien français Henri Breuil (3ème D) observe en compagnie d’autres archéologues le panneau des aurochs dans la salle des taureaux de la grotte de Lascaux en 1948 dans la commune de Montignac en Dordogne. L’abbé Breuil fut le premier archéologue à étudier la grotte et ses peintures rupestres découvertes par hasard en 1940, qui constituent un des ensembles d’art préhistoriques les plus riches et les mieux conservés d’Europe. La nouvelle chronologie établie par André Leroi-Gourhan permet de les dater de la période magdalénienne (- 13000). Le site a été inscrit au patrimoine de l’humanité par l’UNESCO en 1979. La grotte a été fermée en 1963 pour la protéger de la dégradation due au dioxide de carbone et une réplique, Lascaux II, a été ouverte au public dans le voisinage en 1983. – AFP original / ( w )

Mağaradaki resimlerin fotoğrafları çekilip, ilk bilimsel incelemeler yapılıyor ve II. Dünya Savaşı’nın ardından 1948 yılında mağara ilk kez ziyarete açılıyor. Ancak dünya çapında elde ettiği şöhretin kurbanı olan Lascaux Mağarası, binlerce ziyaretçinin yükünü kaldıramayıp zarar görmesi endişesiyle 1963 yılında kültür bakanı olan André Malraux’nun mağarayı ziyarete kapatma kararı almasına sebep oluyor.

Tüm dünyadan gelen yoğun talebi karşılamak için yapımına 1970 yılında başlanan Lascaux mağarasının replikası (kopyası) maddi yetersizlikler yüzünden yarıda bırakılıyor. 1978 yılında çalışmalar tekrar başlatılıyor ve 18 Eylül 1983 yılında Lascaux II’nin ilk ziyaretçisi mağaradan içeri giriyor.

Mağaranın duvarlarını süsleyen çizimlerde kullanılan tekniklere bakacak olursak; tarih öncesi mağaraların pek çoğunda gravür ve desen tekniklerinden bahsederken, Lascaux’da resim sanatından söz etmekteyiz. Çakmaktaşı, hayvan derisinden kalıplar, damga yapmaya yarayan basit araçlar ve basit fırçalar, kullanılan materyaller olsalar da en büyük rolü eller oynamaktadır.

Lascaux ressamlarının paletlerinde bulunan renkleri incelediğimizde ise; renk pigmentlerinin pek çoğunun demir, manganez gibi metal oksitlerinden geldiği görülmektedir. Kırmızı renk için hematite (kantaşı) minerali kullanılırken sarı rengin de goethite mineralinden geldiği görülmektedir. Çizimlerde siyah renk için kömür yerine manganez oksidin kullanılmış olması, ne yazık ki çizimleri tarihlendirmeyi engellemektedir.

Lascaux Mağarasının da içinde bulunduğu Vezer Vadisi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için: tıklayınız.